Birçok ülkede sokağa çıkma yasağı başta olmak üzere çeşitli kısıtlamalar uygulanıyor. Sosyal izolasyon devam ederken corona virüse karşı aşılar geliştirildi. Aşılama uygulaması devam ediyor ancak hala dünya nüfusunun büyük bir kısmı aşılanmadı. Uzmanlar aşılama oranı artsa dahi maskelerin hayatımızdan kolay kolay çıkamayacağını öngörüyor.
Ülkemizde de Aşılama konusunda geçiktiğimiz ve geç kaldıgımız bir gerçek,Bununla birlikte insanlarımız ise Yapılan toplantı ve kongreleride hem görüp hemde bahane ederek corana tedbirlerini hiçe saydıklarıda bir gerçek,Durum bu haldeyken corana virusu artık hayatımızın bir parçası oldugu ve bununla yasamaya çalasaçagız.
Her geçen gün olum sayıları ve corana hasta sayılarının arttıgı ülkemizde küçük bir il olmamıza ragmen yuzbin kişiye düşen hata sayısı oranına göre il sıralamasında ilk 15 lerin altına düşemedik.Önüne gelen herkezin konuştugu Corana virusu ile ilgili biz herkeze değil bu konuyu bir bilin insanı prof.Dr.Fatma Sırmatel Hocamıza Sorduk,
Bakın Bu işin uzmanı Sırmatel Hocamız Ne diyor …
“ Bir yıldan fazla oldu covid-19 dünyada gündeme oturalı. Hastalık çıktı çıkalı değişen hayat ve yaşam şekli hergün görsel işitsel haberler hepimizi usandırdı dersem yalan olmaz. Artık herkes covid uzmanı olduğu için bilende konuşuyor bilmeyende ahkam kesiyor. Ama hasta vardır hastalık yoktur sözü biz tıp doktorları için bir altın anahtardır.
COVİT LABORATUVARDA YARATILMIŞ BİR CANAVARMI ?
Gerçekten covid etkeni bir virüs mu yoksa laboratuvarda yaratılmış bir canavarmı tartışması devam ederken ben hep hasta izleyen ve okuyan bilgi ile deneyimini birleştiren bunu yazılı sözlü paylaşan doğrulara inanırım. Her hastalığı bilen hekim değil, hakkı hukuku adaleti ve kanunları yöneten hakim değildir. Tarih boyunca aklın ve bilimin etkin olduğu hekimlik ve hakimlik toplumsal sorunları çözen en kıymetli meslektir. Zaman bakınca insanoğlunun varlığı ile salgın hastalıklar bir arada devam etmiştir. İlk çağlarda mısır mumyalarında görülen tüberküloz sifiliz hala vardır. İnsanoğlu ne kadar bilimsel açıdan moleküler olarak incelese de halen her yıl 10 milyon tüberküloz 12 milyon sifilizi önleyemiyoruz. Covid-19 etkeni normalde 1938 den beri bilinen hayvanlarda solunum yolu enfeksiyonu yapan 1976 da insanlarda görülen daha sonra 2002 ve 2012 de ciddi solunum yetmezliği hastalığı şeklinde görülen bir korona virüs (taçlı virüs) hastalığıdır. Şu anda tüm dünyayı sarmış durumda olup 150 milyona yakın insanı enfekte etmiş, 3 milyondan fazla ölüme neden olmuştur. Ülkemizde 21 nisan itibari ile toplam 4.446.591 olgu pozitif, 36.975 kişi vefat etmiş olarak bildirilen bir veriye sahibiz. Dünya sağlık örgütünün bildirdiğine göre en fazla günlük olgu artışı dün bildirilen grafiğe göre türkiye ve hindistanda görülmektedir.
Hergün covid ile kalkıp covid ile yatıyor ve umudumuzu aşıya bağlıyoruz. Şimdiye kadar dünya çiçek, sıtma, sifiliz, veba, tifüs, kolera, grip ve HIV salgınlarını yaşadı. Tarihde çağları değiştiren orduları mağlup eden devletleri yıkan salgın hastalıklardır. Veba salgınında Avrupanın üçte biri ölmüş ve devlet sınırları değişmiştir. Birinci dünya savaşında doğu cephesinde ishal salgınları ordumuzda büyük kayıplar yaşatmıştır. Hitlerin askerlerinde görülen domuz tenyası ciddi iş gücü kaybına neden olmuştur.
Enfeksiyonlardan korunmak tedavi edilmekten daha kolaydır ve bunun için aşılar kitle korumasında en önemli rolü üstlenirler. HIV hastalığının aşısı yok ancak farkındalık ve önlemlerle 2050 yılında yılda iki milyon olan sayıyı sıfıra indirmeyi düşünüyorlar. Halen ülkemizde hızla artan bir çok enfeksiyon hastalığı varken covid 19 tüm dünyayı ve bizide etkilemiştir.
AŞI YETERLİMİ ?
Covid için Allahtan aşı erken dönemde bulundu derken bazı olumsuz düşünceler ile aşı karşıtlığı ile akıllarda soru işareti giderilemiyor. Değerli okuyucular kovid aşısı olduktan sonra gelişecek antikor sizin hastalığı hafif geçirmenize yardımcı olabilir veya koruyabilir. Hastalığı geçirerek vücudunuzun yaptığı antikor sizi en iyi koruyan antikor olup şu anki bilgilerle 8-12 ay kadar etkili olabilir deniliyor. Aşı ile elde edilen antikor 6-12 ay koruyabilir. Salgın hastalık kontrolü toplumun %60-70 de bağışıklık gelişmesi ve her gün azalan hasta sayıları ile umut vaat eder. Salgınlardan korunmak için önlemlere mutlaka uyulması gerekir. Burada kişisel, çevresel ve evrensel önlemler herkesin uyması gereken kurallardır.
Kişisel önlemler artık kalabalık olmadan kapalı ortama girmeden takılacak maskeler ve el-ağız-burun temizliğidir. Virus insanlara tükürük ve ağız sekresyonları ile bulaşmaktadır. Kapalı ortamda, tüm yüzeylerde ve havada uzun süre virusun bulunması insanların aklını başına alması gerektiren bir konu olmuştur. Bu durum hijyen ve çevresel önlemler kavramını gündeme getirmiştir. Hava kirliliği fazla ve kalabalık büyük kentlerde ölüm oranının yüksek olması covid olgularını artıran önemli bir faktördür. Dünya genelinde alınması gereken önlemler ise herkesin aşılanmasıdır. Devletin yükümlülüğünde olan aşı kampanyalarında şimdiye kadar 21.000 kişiye aşı uygulanmış olup sayının hızla artacağı düşünülmektedir. Dünya genelinde bir milyara yakın aşılama yapılmıştır. Bazı ülkelerde toplumun %40-50 si aşılanırken o ülkelerde hızla hasta sayısının azaldığı görülmektedir. Aşı karşıtlığı kabul edilemeyen bir safsata olup hangi aşı bulursak mutlaka yaptırmamız gereken önemli bir konudur. Devletin korumasında tereddüt etmeden mutlaka evrensel bir önlem olan aşıyı yaptırmalıyız.
HASTALIK YOKTUR HASTA VARDIR !
Hasta vardır hastalık yoktur derken covid herkeste farklı klinik tabloda seyrediyor ama bilinen bazı bulgular bize hastalığın yeni tanımlandığını gösteriyor diyebiliriz. Özellikle tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi anormal bir şikayetde aklımıza acaba toplumdan ben covid virüsü aldımmı diye düşünmek gerekir. Viral enfeksiyonlarla mücadelede kişinin bağışıklık sistemi ve erkenden tedavisi önemlidir. Araya giren ikincil enfeksiyonlar her zaman viral enfeksiyon kliniğini ağırlaştırır. Kafadan ilaç almadan nezle, grip, ishal, baş ağrısı, kuru öksürük, göğüs ağrısı, ciltte döküntü ve ateş durumunda lütfen kendinizi ve çevrenizi sorgulayın ve doktorunuza başvurun. Kovid geçiren insanlarda bazen tablo hafif, bazen orta bazen ağır ve yoğun bakıma yatacak kadar ileri tabloda olabilir. Bu hastaların hastaneden çıktıktan sonra ilk 3-6 ay akciğerlerini açmaları için bol bol egzersiz yapmaları ve bağışıklık sitemi için düzenli beslenmeleri gerekir. Temiz hava ve spor bu hastalığı geçirdikten sonra yapılması gereken en önemli öz bakımdır. Hekim kontrolunda tıkanan damarların açılması ve kaybolan organ fonksiyonlarının yenilenmesi gerekir.
DEĞİŞEN YAŞAMA ALIŞMALIYIZ !
Covid ile ilgili olarak tıbbı boyutu ele aldık ancak unutmayalım bunun ekonomik, sosyolojik ve psikolojik boyutu her şeyden daha önemlidir. Artık kapalı ortamlar olamayacağı için alışveriş, gıda, turizm, eğitim ve sosyal yaşantı birkaç yıllığına değişmek zorunda. Artan nüfus ve gelişen dışa dönük yaşam paylaşılan eğlence ve sosyal hayat kısıtlanması gereken en önemli sosyal sorunlardır. En fazla bulaşın kilise korolarından olması dini toplantılara yasak getirmiş allah ile kulu başbaşa bırakmıştır. Kapalı alış veriş merkezlerinde yetersiz havalandırma buradaki ticareti ve çılgınca alış veriş huyuna kısıtlama koymuş insanlar daha sade az kıyafet ile yaşamayı öğrenmiştir. En büyük zorluk eğitimde yaşanmış olsada digital ortam ile çözülmeye çalışılmış ama ekonomik boyut bunun en büyük acısını çeken sorun olmuştur. İnsanlar işini kaybetmiş, asgari yaşam koşulları için devlet ve millet elele vermek zorunda kalmıştır.
Tüm bu delicesine yaşamın aniden engellenmesi özellikle kapalı ortamda kalmak ruhsal bunalımları kişiler arası ilikşkilerde büyük sorunlar yaratmıştır. Kopma noktasına gelen iletişim bozukluğuna bağlı kadına şiddet, çocuğa şiddet, öfke ve stres kontrolden çıkmış, kişilerde mutsuzluk ve intiharlar başlamıştır. Sanal ortamın verdiği yalan yanlış bilgiler kişilerin doyumsuzluğunu ortaya çıkarmış bunların yanlışlığını anlayacak bilinçleşme yok olmuş toplumsal ahlaki değer yargıları allak bullak olmuştur.
Hayatı değişmek ve değiştirilmek zorunda olduğu bir dönemde ticaret alanları farklılaşmış, online hizmetler ile insanlar evde hizmet almaya başlamışlardır. Üretimden tüketime giden yolu gene aracılar kullanmış ve doğal ürün pazarcılığı internete taşınmıştır.
Gelişen dünyada yerimizi almak için değişmek aklın ve bilimin öncülüğünde teknolojiyi kullanmak eskiye özlem değil geleceğe umutla bakmak artık altın anahtar olmuştur. Geçmişi bilmeden gelecek nasıl yönetilemez ise salgın hastalıkların insanları nasıl yönettiği bir kez daha tarihte yerini almıştır. Bu ülkenin geleceğini ulu önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK geleceğin umudu olan çocuklara emanet ederken aklın ve bilimin ışığında gençlik, zafer ve cumhuriyet bayramlarını bize geçmişi unutturmamak ve geleceği yaşatmak ve umutla bakmak için emanet etmiştir. Cumhuriyetin kurulması ile eğitimde yapılan yenileşme ve salgın hastalıklarla mücadelede oldukça başarılı olmuşuzdur. Toplumda yaygın olan sifiliz,sıtma,tüberküloz, trahom, çiçek gibi salgınları başarı ile atlatan Türk ulusu bu salgınıda atlatacaktır. Yeterki aklın bilimin ve sağ duyunun verdiği kuralları uygulayalım maske mesafe ve hijyen kurallarını unutmayalım. Tüm herkesin sağlıklı ve mutlu olmasını ruh beden ve sosyal sağlığını en iyi şekilde geliştirip korumasını gerektiğine inanarak saygılar sunuyor “