Bugun...

DEPREM DEĞİL…

 Tarih: 17-02-2023 01:57:00
Nusret KEBAPÇI


Geçtiğimiz hafta 6 Şubat günü ülkemiz bir biri ardına yaşanan iki şiddetli depremle sarsıldı.

                Ve bilindiği kadarıyla 10 ilimiz bu depremden fazlasıyla etkilendi.

Acımız çok büyük!

Hemen herkes elinden geldiğince…

Gücünün yettiğince…

Kendine göre bir çare bulup her ne yapabilirse yapmaya çalışıyor.

Zaten sırf bu açıdan bakarsak, gerçekten büyük bir Milletiz ama yeterli mi?

Bence değil.

Hala göçük altında kalan çok sayıda insanın olduğu düşünülürse…

Onları oradan çıkaracak iş makinelerine olan taleplerin pek çok kez sosyal medyadan da yapıldığı göz önüne alınıp…   

Üstelik yardıma giden bireysel, fedakâr yurttaşların yolların yıkılması ve kardan geçilememesi nedeniyle deprem yerine çok zor ulaşabildiğini de düşünürsek

Kanımca şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor…

Doğrusunu isterseniz benzeri olayları biz pek çok kez, gerek daha önce yaşanan depremlerde…

Gerekse; geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız orman yangınlarında fazlasıyla yaşadık ama anlayan kim…

Aslına bakarsanız…

Tüm bu devleti çaresiz duruma düşüren şey; bir anlık zafiyet ya da tüm çabalara karşın yetersiz kalınması asla değil…

Peki, nedir biliyor musunuz?

Ben söyleyim…

Hükümetin uyguladığı Neo liberal politika…

Diyeceksiniz ki nedir bu?

Ya da şuanda millet acısıyla boğuşurken böyle bir konunun tartışılması doğru mu da diyebilirsiniz?

Ama eğer bu olup bitenden ders çıkarmazsak, her seferinde şu anda olduğu gibi sadece halkın kişisel çabalarıyla çözüm bulunmaya çalışılır…

Ve hiç de yaralar sarılmaz.

Şimdi gelelim o neoliberal politikaların ne olduğuna…

Bugün ülkemizi yöneten partinin ekonomik politikası, devleti hemen her alanda küçültüp…

Sözde devleti sadece denetim görevinde bırakarak her şeyi taşeron şirketlerle yapmak üzerine kuruludur…

Bunu zaten yaşamımızın hemen her alanında da görmekteyiz.

Şöyle bir bakın…

Küçülmeyen…

Zayıflamayan…

İşlevini kaybetmeyen…

Toplum gözünde değer yitirmeyen sahi kaç devlet kurumu kaldı?

Gerçi şu durumda bunlardan bahsetmenin pek yeri değil ama devlet kurumları zayıflatılıp değersizleştirilirken devletten boşalan alanlarda hemen her alanda büyüyen, vergi aflarıyla da desteklenen pek çok taşeron şirketi de görebilmek mümkün…

Pek çoğunuz hatırlarsınız…

Bir zamanlar “Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü” diye bir kurumumuz vardı ve neredeyse hemen her ilde gerçekten çok güçlü araç parkına sahipti…

2005 yılında çıkarılan yasayla bu kurum kapatıldı ve araç parkı da önemli ölçüde bazı Büyükşehirlere ve İl Özel İdarelerine devredildi…

Aynı şeyi Karayolları için de söylemek mümkün…

Bir zamanların en gözde, her yere yetişen, yollar yapan, onaran kurumu, yaptığı işler, adları kamuoyu önünde bilinen müteahhitlere devredildiğinden olsa gerek zayıflatıldı…

Ve böylece, zamanla yapılan tüm işler taşeron şirketlere devredildiği için de…

Kurum giderek eski özelliğini yitirdi ellerindeki araçlar da gerek kalmadığı gerekçesiyle ya yenilenmedi ya da hurdaya ayrıldı…

Eğer bugün çöken binalara yetişilemiyorsa bir nedeni de budur…

Hani diyorlardı ya…

Devlet et üretmez, süt üretmez, yol yapmaz…

Ne yapar?

Hizmet alır, onu denetler.

Aynen böyle söyleniyordu…

Ama görüldü ki her şeyi piyasaya bırakan devlet, denetlemeyi de piyasaya bırakmıştı…

Yani denetlemiyordu…

Bir düşünün; hemen her şeyi yandaş taşeronlara, müteahhitlere devreden, yani denetimsiz piyasaya bırakan bir anlayış hiç onları denetler mi?

Elbette ki denetlenmedi…

Zaten denetlenmiş olsa on binlerce ev yıkılabilir mi?

Demek istediğim…

Tüm bu yanan ormanlardan…

Çöken binalardan…

Yollardan…

Meydana gelen can kaybından, devleti ekonomik ve sosyal olarak küçültüp, taşeron ve yandaş müteahhit şirketleri büyüten sadece kar amaçlı neoliberal politikalar sorumludur…

Peki, düzelmez mi?

Aslında düzelir, ancak…

Bugüne kadar yapılanın tam tersini yaparsak…

Yani…

Devleti tekrar ekonomik ve sosyal alanda büyütüp…

Tarımımıza, hayvancılığımıza, sanayimize sahip çıkıp…

Kendi yolumuzu, köprümüzü kamu çıkarı ve yararı gözetilerek kendimiz yapıp…

Ev, işyeri gibi kişisel yerleri yapmayı da, eğer devlet olarak yapmıyorsak, halkın can ve mal güvenliğini ön planda tutarak ve devlet olarak her aşamada denetlersek...

Kısacası ulus devletimizi tekrar ayağa kaldırırsak…

Çare yok!

15-02-2023

Nusret KEBAPÇI

  Bu yazı 2097 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  YAZARLARIMIZ
YUKARI