Valiliğimiz öncülüğünde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü başkanlığında kurulan komisyonla organize edilen etkinlik, İlimizin tamamını kapsayacak şekilde 24 Mayıs 2023 Çarşamba günü Bolu İzzet Baysal Abant Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde gerçekleştirildi.

Etkinliğe bazı belediyeler, kadın kooperatifleri, aşçılık liseleri ve çeşitli eğitim kurumları, Ticaret ve Sanayi Odası, Lokantacılar Odası, Bolu’da faaliyet gösteren büyük oteller ile gıda sektöründen çeşitli firmalar katıldı.

Saat:11.00’de sırasıyla Bolu İl Kültür ve Turizm Md. Hakan Doğanay, Abant Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Md. Ayhan Vural, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Abdullah Alemdar ve Bolu Valisi Sn. Erkan Kılıç’ın konuşmalarıyla başlayan etkinlikte, halk oyunları gösterileri ve müzik dinletisinden sonra ilk olarak deprem bölgesinden gelen kadınların okul mutfağında yaptıkları çalışmalar ile okul bünyesinde kurulan ekmek atölyesi ve yemek fotoğrafları sergisi  gezildi.

 “MUTFAĞIMIZ KÜLTÜRÜMÜZÜ GELECEĞE AKTARAN BİR BOYUT TAŞIYOR”

Programın açılış konuşmasını yapan İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doganay, “İnsanoğlunun tarih sahnesine çıktığı ilk günden beri beslenme kültürü ve bu kültürün çevresinde oluşan mutfak kültürü tüm toplumlar için önemli bir yer teşkil etmektedir. Öyle ki insanlık, temel ihtiyaçlarından biri olan beslenmeyi ilk zamanlarda sadece vücudun temel gereksinimlerini karşılamak için yapıyorken tarihsel süreç içerisinde bu durum gereksinim karşılamanın ötesine geçmiş, lezzet denilen o sihirli özellik de eklenerek kültür dediğimiz büyük bir toplumsal olgunun içerisinde kendine yer bulmuştur.

Bolu’muzda sayısız farklı kültürler bir arada yaşamakta ve aynı atmosferi paylaşmaktadır. Kültürel çeşitliliğin her alanda hissedildiği bu coğrafyada etnik kökenler arasındaki en güzel iletişimi yemek kültüründe görebilmemiz mümkündür.

Milattan önceye kadar dayanan bir kültüre ev sahipliği yapan Bolu geçen süreç içerisinde yemeklerin yanı sıra bir botanik bahçesini andıran, topraklarında yetişen birbirinden farklı otlar ve tarım ürünleri ile bu lezzet şölenini perçinlemeye devam etmektedir. Bolu için yemek bir yaşam tarzıdır, lezzetlerin çeşitliliği bu topraklar üzerindeki yaşam biçiminde oldukça önemlidir.

Kadim Anadolu coğrafyasında yemek deyince akla Bolu ve Mengen gelmektedir. Tarih boyunca Mengen'den yetişen aşçılar saray mutfaklarında görev yapmaktaydı. Bu durum Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Öyle ki Atatürk'ün aşçısı da Mengenliydi. Günümüzde turistik tesislerin birçoğunda Bolulu ve Mengenli aşçılara rastlamak mümkündür. Aşçılık sanatı Mengen İlçesinin ata mesleğidir.

Bu nedenle Mengen'de 1985 yılında Aşçılık Meslek Lisesi, sonraki yıllarda da Yüksek Okul ve Gastronomi Fakültesi açılarak bu sanatın Mengen’de bilimsel olarak geliştirilmesi amaçlanmıştır. Her yıl Ağustos ayında Mengen'de "Aşçılık Festivali" düzenlenmekte ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmektedir.

İlimizde birçok tescilli, coğrafi işaret almış ürünler bulunmaktadır. Bunlar arasında Bolu Fındık Şekeri, Bolu Kabaklı Gözlemesi, Bolu Keşi, Bolu Kızılcık Tarhanası, Bolu Manda Kaymağı, Bolu Patatesli ekmeği, Göynük Uğut Tatlısı, Bolu Çivril Fasulyesi, Kıbrıscık Pirinci, Bolu Sarı Patatesi, Göynük Bombay Fasulye Bolu Kanlıca Mantarı Bolu’ya özgü lezzetler arasındadır.

Sözlerime burada son verirken Bolu Mutfağı etkinliklerimize hoş geldiniz der, etkinliğimizin tabiatın ve mutfağın kalbi Bolu’muza hayırlı olmasını dilerim.” dedi.

“MUTFAK, MİLLÎ KİMLİĞİMİZİ VE KÜLTÜRÜMÜZÜ YANSITAN BİR AYNADIR”

Bolu yöresel ürünlerini, lezzetlerini tüm Türkiye’ye duyurmaya ve tanıtmaya gayret sarf ettiklerini belirten Abant Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Md. Ayhan Vural ise konuşmasında

Türk mutfağı, millî kimliği ve kültürü yansıtan bir aynadır. İnsanların, temel ihtiyaçları olan yemekle birlikte, tarihin ilk gününden beri, birçok kural, gelenek ve adet geliştirilmiştir. Bu geleneklerin, zamanla bir toplumun birleştirici gücü olduğu gibi diğer toplumlardan ayırt edici özellik  hâline gelmiştir.

Türk Mutfağı , bir tabak yemekten çok öte anlamlar içerir, her bir lokmanın, lezzet kadar, tarih, kültür, inanç ve coğrafi deneyim ihtiva etmektedir.  "Doğumdan düğünlere hayatın birçok dönüm noktasını, yemek kültürümüzle taçlandırırız. Kendimizi bir yabancıya tanıtmanın en hızlı yolu, ona mutfağımızın kapılarını açmaktır. Bu anlamda mutfak;  sevgi saygı ve hoşgörü inşa eden bir iletişimin anahtarıdır.

 Türk mutfağı tarih boyunca, coğrafi göçlerle, farklı medeniyetlerin etkileşimi ve kültürel yakınlaşmalarla ziyadesiyle zenginleşmiştir. Türk mutfağının zenginliği, sadece ürün çeşitliliğinden değil, yaşam kültürümüzün, bir ifade biçimi olmasından da ileri gelmektedir.  Büyük sofralar, Türk kültürünün, aileye, misafire, yabancıya ve ikrama verdiği önemin sembolüdür. Bu sofralardan yüksek bir sevgi enerjisi yükselir.

 Bugün hâlâ Anadolu'da hiç tanımadığınız bir kapıyı çaldığınızda, 'Tanrı misafiri' olarak karşılanır, büyük bir hürmetle ağırlanırsınız. 'Bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırı vardır' sözümüz, yemek kültürümüzün, sosyal ilişkileri kuvvetlendiren yönüne bir atıftır. Mutfağımızdaki çeşitlilik, topraklarımızdaki farklı kültür, din ve etnik kökenler arasındaki dostluğun ve birlikte yaşama sanatının bir ifadesidir."

Türk mutfağı bugün tüm dünyada sevilen mutfakların başında gelmesi, ancak meşhur yemekler dışında henüz keşfedilmeyi bekleyen, büyük bir potansiyele sahiptir.

Türk mutfağının atıksız, ekolojik ve sürdürülebilir bir mutfaktır.  Binlerce yıllık tecrübeye dayanan sağlıklı pişirme ve saklama yöntemlerine sahiptir.  İnsan sağlığına son derece faydalı, her biri şifa kaynağı olan geleneksel reçetelere sahiptir. Dünyanın üçte ikisine hükmeden cihan imparatorluğununu torunları olarak, Osmanlı Mutfağını kuran, Aşçıları ile nam salan  bir misyon ile gençliğimizi yetiştirmeye devam edeceğiz. Dedi

“BOLU TÜM TÜRKİYE İLLER ARASINDA COĞRAFİ İŞARET TESCİL SAMPİYONU OLMUŞTUR”

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Alemdar, Bolu’nun kültürüne, yöresel lezzetlerine sahip çıkmak ve gastronomi alanında tanıtılması anlamında Bolu Ticaret ve Sanayi Odası olarak, 2016 yılından beri Coğrafi işaretli ürünlerin tescil işlemleri noktasında çok ciddi çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Başkan Alemdar; “Bu çalışmalar neticesinde 2020 yılında Bolu, tüm Türkiye’de coğrafi işaret tescil şampiyonu il olmuştur.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası olarak 11 tescilli ürün ile buna öncülük yapmaktayız. Bolu’nun günümüzde 5’i menşe adı, 20’si mahreç işareti olmak üzere toplam 25 coğrafi işaretli tescilli ürünü vardır. Şu an da toplamda 16 adet daha başvuru olup bunların 5’i odamıza aittir.

Biliyoruz ki Türk Mutfağı, coğrafi işaret alınarak tanıtılabilir. Bu noktada Bolu Ticaret ve Sanayi Odası olarak Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımızla oluşturduğumuz 12 Çalışma Grubundan ikisi olan Gastronomi ile Coğrafi İşaretler ve Kooperatifçilik grubuyla, ilimizin Coğrafi İşaretli ürünlerini yaygınlaştırma ve ekonomiye katkılarının artırılması için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Coğrafi işaretli ürünler Bolu’nun yöresel değerleridir. Bu yüzden tüm kişi ve kurumlara yöresel değerlerimize sahip çıkma noktasında çağrıda bulunuyoruz” dedi.

‘DÜNYA’NIN HER YERİNDE TÜRK MUTFAĞININ ETKİSİNİ GÖRMEK MÜMKÜN’

Bolu Valisi Sn. Erkan Kılıç’ın da Türk Mutfağı haftasında düzenlenen programdaki konuşmasında şu ifadelere verdi: “Anadolu’da ki binlerce yıllık kültürün, tarihin Türk mutfağında yer ettiğini söyleyebiliriz.

 Aslında Türk milletinin temasa geçtiği Dünya’nın her yerinde Türk mutfağının etkisini görmek mümkün. Türk mutfağının zenginliğini, binlerce yıllık damıtılmış lezzetleri kendi mutfağımız, kendi tabağımızda görmek mümkün. Dünya’da Amerikan fast-food kültürünün bu kadar yoğunlaştığı dönemde bu etkinlikler kendi önemini ve değerini bir kez daha bizlere hissettiriyor.

İlimiz Türkiye’de gastronomi şehirlerinde başı çeken bir il olarak aynı zamanda üniversitede gastronomi alanında akademik anlamda öğrenciler ve uzmanlar yetiştiren şehir olarak biz bu kültürün büyük bir güçle ve coşkuyla tüm dünyaya anlatılmasına, aktarılmasına vesile olmaya tüm gücümüzle gayret edeceğiz.

Gastronomi sadece mutfaktan ibaret değil. Ülkeler kendi tanıtımları için gastro turizme, gastro diplomasiye önem veriyorlar. Biz de bu gücü kullanarak şehrimizde gerçekleştirdiğimiz festivaller aracılığıyla, müzelerimiz, gastronomi sokağımız aracılığıyla aynı zamanda Milli Eğitim Bakanımızı Mahmut Özer’in şehrimize geldiklerinde Bolumuza bu alanda önem verdiğini ifade etmesi  bunun bir göstergesidir